30 Mart 2014 Pazar

Bir seçim günlüğü

Bugün bizim de gündemimiz herkes gibi seçimdi. Sabah gittik, vukuatsız bir şekilde oyumuzu kullandık.

Tabii ki de kendi kalemimizi yanımızda götürdük ve seçim sırasında gözlemleyeceğimiz herhangi bir olumsuzluğa karşı da sorumlu avukatların numarasını kaydederek gittik sandığa.

Paranoylar sarmış her yanımızı...

Oy kullanmak için bir saat kadar sıra bekledik ama yemin ederim tek bir şikayet sözü çıkmadı ağzımızdan.

Neyse, eve döndük ve akşam 5'te oy sayımına nezaret etmek üzere oy kullandığımız okula geri gittik. Kapıdan dönen bir kaç kişi vardı, bize dediler ki "kapılar kilitli, müşahit kartı olmayanı içeri almıyorlar"

Nasıl olur ki, günlerdir sosyal medyada oyuna sahip çık çağrıları yapılıyor, haklarımız yayınlanıp duruyor. Gittik kapı gerçekten kilitli, kapıya vurduk, polisler açtı ve kibar bir şekilde içeride yeteri kadar insan olduğu için bina sorumlusunun içeri kimsenin alınmasına izin vermediğini söylediler.

Biz de aynı nezaketle bu durumun tutanak altına alınması ve bina sorumlusu ile görüşme talebimizi ilettik.

Hemen ardından sorumlu avukatı arayıp okulun adını verdik, o da girişimde bulunacağını söyledi.

Tabi bir de tweet attık.

Bu sırada bina sorumlusu kapıda arz-ı endam eyledi, dışarıya da bizim dışımızda 3 kişi daha geldi. Bina sorumlusuna talebimizi ilettik, karşı çıkar gibi oldu ama kararlılığımız karşısında "bir taşkınlık yaparsak tutanak tutma suretiyle bizi binadan attıracağı" gözdağını vererek bizi içeri saldı.

İlk engeli böylece aşmış olduk.

Oyumuzu kullandığımız sınıfa çıktığımızda henüz sayım başlamamıştı, bir köşeye oturduk ve izlemeye başladık.

AKP oyları oldukça geride kaldı. Bu arada karşı odadan sesler yükseldi, bir oy pusulası üzerine anlaşmazlık yaşanmış. Kapıda anında bir AKP'li belirip bizim odadaki AKP'liyi bir kenara çekti, eline matbu bir dilekçe tutuşturup muhakkak itiraz etmesi gerektiğini söyledi ve nasıl yapılacağını anlattı.

Bizim odadaki sayımda hiç bir anlaşmazlık olmamasına rağmen söz konusu AKP'li itiraz dilekçesini doldurup sandık başkanına imzalatmaya çalıştı.

Odadaki diğer müşahitler ve biz hemen itiraz ettik, sandık başkanı sorumlu olduğu sandığa hiç bir itiraz yokken bu tutanağı imzalamayacağını belirtti ve böylece ikinci hinlik girişimi de bertaraf edilmiş oldu.

İlçe oyları da sayıldıktan sonra beyimi odada nöbetçi bırakarak binanın önüne sigara içmeye indiğimde aşağıdaki kargaşayı gördüm. Resmen ortalık karışmış. Spor salonundan bir arkadaşımı gördüm bu hengamenin ortasında, hemen yanına yaklaştım ve neler olduğunu sordum.

Kendisinin görevli olduğu sandığın sayımı bitmiş ve sandığı ilçe seçim kurulu yetkililerine teslime götürmüşler. Bu arada bizim meşhur bina sorumlusu teslim odasına AKP temsilcisini almış, başka kimseyi almamış. Benim arkadaş da hemen itiraz etmiş. Tam o sırada da ortalık karışmış ama AKP'liyi odadan çıkartmayı başarmışlar.

Başka bir vukuatla karşılaşmadan bizim sandığın sayımını tamamladık, imzalı tutanakların fotosunu çektik ve eve geldik.

Gelir gelmez hemen oturdum bugün yaşadığım bu tecrübeyi yazdım.

Şimdi televizyonda seçim sonuçlarını takip ediyoruz. Benim oy kullandığım binada bizzat tanık olduğum ve sizlerle paylaştığım bu olaylardan sonra beni bu seçimlerin adil, meşru, temiz, lekesiz olduğuna hiç kimse inandıramaz.

Benim gördüklerim bunlardı, peki ya görmediklerim?

Hırsız var işte!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder