2 Temmuz 2014 Çarşamba

Sosyal medyayı seviyorum

Mesela feysbukun hayatımıza getirdiği oyunlara bayılıyorum. Gerçi feysbuk vasıtasıyla eski sevgilisine gider yapanlara, memleket kurtardığını sananlara, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla triplerine girenlere uyuz oluyorum ama napalım gülü seven dikenine katlanır.

Instagram' da pek başarılı değilim, bende fotografcı gözü yokmuş, bunu anladım ama başkalarının çektiği güzel fotolara bakmayı seviyorum. Selfie olayının suyunu çıkarmaya bayılıyorum. Bu sayede kendimi keşfettim resmen. Haşmetli bir burnum varmış meğersem.

Tivitırı da seviyorum, hızlı bir şekilde gündemden haberim oluyor. Ama asıl sebebim işimi görmesi. Son zamanlarda bir kaç tecrübem oldu. Bir firmayla ilgili problemim var çözemiyor muyum. Dayan tivitıra. Artık 140 karaktere ne sığdırabilirsem saydırıyorum. Valla anında çözüm geliyor yeminle.

Bugün mesela bir beyaz eşya firmasına musallat oldum. Olay şu: annemlerin çamaşır makinesinin tahliye kapağı kırılmış, yeni kapak almak istiyoruz. Sadece kapak satmıyorlarmış, pompayla birlikte almamız gerekiyormuş. Servise sorduk olmadı, çağrı merkezini aradık yok. Göz göre göre enayi yerine konmak adama koyuyor. Hırs yaptık, firmadan tanıdıklar falan koyduk aracı olarak.

Sonra bir tivit atayım dedim. Ama bildiğiniz gibi kurumsal firmaların, hele de uluslarası olanların sosyal medayada bir çok kullanıcısı oluyor. Ben de bu firmanın adının geçtiği tüm kullanıcılara ayrı ayrı tivitler attım. 1 saat içinde bizim problem çözüldü.

Bu arada tivit olayını abartmışım, firmanın teeee Amerika'daki merkezine de atmışım. Onlardan da cevap geldi, "Burası Amerika, hangi ülkedeyseniz şu adrese mail atın, yardımcı olalım" deyu. Tabi o sırada benim sorunum çözülmüştü lakin bu tivit olayını fazlasıyla ciddiye aldığım için cevap yazdım "Sorun çözüldü, ilginize teşekkürler, I love you" falan diye.

Adamlar gülmüştür herhalde, olsun ben işimi ciddiye alırım. Teee Amerikalara kadar sesimi duyurmuşum, cevapsız mı bırakacaktım.

Gerçi bu tivitır'dan problem çözme konusundaki ilk imtihanım büyük bir fiyaskoyla sonuçlanmış, zihnimde çeşitli varoluşsal sorular uyanmasına neden olmuştu. Meğer sorun benim güvenlik ayarlarımla ilgiliymiş. Listemdekiler dışında kimsenin tivitlerimi göremeyeceği, re-tivit edemeyeceği ayarlar koymuşum. Diyorum ya her şeyi ciddiye alıyorum diye, ondan işte. Allahtan neyin ne olduğunu öğrendim de düzelttim sonradan.

Dediğim gibi sosyal medyayı seviyorum, sosyal medya da beni sevsin istiyorum. "Zeki Müren de bizi görecek mi" hesabı oldu biraz. Olsun.

Blog'um için feysbuk sayfası açtım, oradan sevebilirsiniz mesela beni. Üşenmeyin, sayfada "beğen" e tıklayıverin, yeni yazılarımdan falan da haberdar olur, bağlantılarımı paylaşırsınız.

Peşin teşekkürler şimdiden.



fotonun konuyla alakası tam sosyal medayalık bir foto olması. tabii ki de ben çekmedim, kopirayt beyimindir

2 yorum:

  1. Gerçi feysbuk vasıtasıyla eski sevgilisine gider yapanlara, memleket kurtardığını sananlara, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla triplerine girenlere uyuz oluyorum şu cümlene daha fazla katılamazdım ianılmaz özetlemişsin. :D

    YanıtlaSil