1 Ağustos 2014 Cuma

Can'dan kelimeler

Malum bayramdan yeni çıktık. E beyimle ben de İstanbul'da yaşayan 9.852.768 kişi gibi hem hafta sonuyla birleşen bayram tatilini idrak etmek hem de bayram kutlamak üzere yazlığa revan olduk.

Bu sene eşimin ailesinin de bize katılmasıyla büyük bir aile olarak bayram ve tatili bir arada yaptık.

Ama ne kadar kalabalık olursa olsun en önemli kişimiz 22 aylık yeğenim Can'ımızdı elbette.

Şimdi ben buradan ne kadar anlatsam öyle tatlı, böyle akıllı, tam yemelik diye yetmeyecek. Ama öyle işte!

Temizlik hastası, ver eline bezi orayı burayı silsin, fırça ver yerleri paspaslasın. Üstelik de yaptığı işten zevk alıyor çocuk.

Yüzmeye bayılıyor,kolluklarını takıp denize sal, Midilli'ye kadar yüzecek. Tutmaya falan kalkarsan hiç hoşlanmıyor, tavrını koyuyor.

Bağımsız bir birey olma yolunda emin adımlarla ilerliyor, yemek yemeden tut elini yıkamaya kadar her işini illa kendini görecek.

Konuşma çabalarını kardeşim kamera görüntüsü, ses kaydı olarak iletse de yüz yüze tanık olmak başka oluyormuş.

İşte size Can'dan kelimeler. Aslında başka bir sürüsü de vardı da ah kafam not almamışım. Hatırladıklarımı yazıyorum.

Mamu: Mayo bezi. Anneler bilir işte deniz girerken giydirilen şu özel bezler.
U: Su. İçme suyu da u, deniz de u, çeşme suyu da u.
Şişşşşşş: Çiş
Momomo: Motosiklet. Bisiklet de olur.
Bababa: Babaanne.
Anini: Anane.
Ba: Bal.
Dö: Kaç yaşındasın diye sorunca verdiği cevap. (Yav biz bu çocuğu kendini dört yaşında sanıyor zannediyoruz ama aslında Fransızca biliyor olmasın, bak şimdi aklıma geldi. Şu Fransızca konusunun üstüne gideyim ben bari, yakışır yeğenime.)
Memimi: Değirmen. (22 aylık çocuk değirmeni nereden biliyor diye sormayın, cevaplayamam)
Ça: Can. Adını sorunca böyle diyor. Aynı zamanda "ben, bana, benim" anlamlarına da geliyor.
Amma: Amca.
Düt: Süt.
Tede: TEYZE. (nihayet)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder