21 Haziran 2016 Salı

Saklıgöl

Yazın insanların çalışması yasak olmalı. Havaların ısınması ile birlikte gelsin gezmeler gitsin tozmalar olmalı.

Kışın da çok isteyenler çalışsın. İstemeyenler yine gezsin. Paralar da ağaçlarda yetişsin, ihtiyacımız oldukça gidip toplayalım.

İşte yaz gelince ben böyle bir coşmalar, böyle kendini bir özgür kız sanmalar, kaşif modlarına girmeler falan. Bir havalar bir havalar... Neyse ki bu havalar cuma akşamı 18'de başlıyor, pazar gece 12 itibarı ile yine balkabağına dönüşüyorum.

Böyle olunca da haftasonları hep yeni bir yerler göreyim, bir yerlere gideyim istiyorum. İşte bu modda bu haftasonu attık kendimizi Şile yollarına ve doğa harikası bir yer keşfettik: Saklıgöl. Böyle bir yerin İstanbul'da olduğuna inanmak güç.


Saklıgöl'e gitmek için Şile yolunda Şile'ye doğru gitmeniz gerekiyor. Çok iyi yol tarifi veririm yeminle. Biraz daha spesifik olmak gerekirse Özyeğin Üniversitesi' ni geçip yaklaşık 25 km gittikten sonra Saklıgöl tabelasını göreceksiniz. Ama bu tabelayı kaçırırsanız 7 km sonra, Şile girişine geldiğinizde bir giriş daha var, oradan da gidebilirsiniz.

Sapaklardan hangisinden girerseniz girin, yol bitene kadar devam etmeniz gerekiyor. Yolun sonunda ise sizi bu cennet karşılayacak.

Bu gölün kenarında bir de büyük bir tesis var. Hem restoran hem kendin pişir kendin ye konseptinde hizmet veriyor. Dilerseniz kendi yiyeceklerinizi götürüp masa, mangal kiralayabilirsiniz, dilerseniz yiyecekleri de oradan alıp mangal yapabilirsiniz ya da restoranda yiyebilirsiniz.

Biz kahvaltıya gittik, zengin sayılır, yani klasik bir Türk kahvaltısında ne varsa var, lakin çok leziz diyemeyeceğim, orta karar. Kişi başı 35 tl.


Tesisin restoran kısmı oldukça geniş ve iki katlı. Alt kısımda yer bulamadığımız için asma kat gibi olan ikinci katta oturduk. Ancak üstü kapalı olduğu ve havalandırma düzeneği olmadığı için bu kısımda oturmak bunaltıcıydı. Bir de göl kenarında masalar vardı. Bu masalara servis yapılıyor mu, sadece piknik amaçlı mı onu tespit edemedim.

Oldukça kalabalık ve büyük bir yer olmasına rağmen çalışanlar çok iyi organize olmuş, masa bulmak ya da sipariş vermek/almak için beklemek zorunda kalmıyorsunuz.

Bu muhteşem manzarasıyla İstanbul'da böyle saklı bir cennet varmış haberiniz olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder