12 Nisan 2015 Pazar

Ayasofya

Dün sabah erkenden bir işimiz için karşıya geçme durumumuz hasıl oldu. Saat 10 civarı işimizi bitirdik ve beyimin yoğun çalışma temposu nedeniyle ofise gitmesi gerektiğinden kocccca bir cumartesi günü bana kaldı.

Ben de fırsat bu fırsat diyerek vurdum kendimi Ayasofya yollarına. Üniversitede öğrenciyken iki kere ziyaret etmiştim, yıllaaaar geçmiş. 2 sene önce yine niyetlenmiştik lakin öyle bir kuyruk vardı ki göze alamamıştık. Kısmet bugüneymiş.

Günün kalabalığına kalmadan aldım biletimi girdim içeri. Giriş bileti 30 tl, müze kart geçmiyor. Sesli rehber de kiralamak isterseniz 20 tl daha ödeme yapmanız gerekiyor.

Ayasofya'nın sanat tarihi ve mimari açıdan ne kadar önemli bir yapı olduğunu bilmeyen yoktur. Vikipedi'den kısaca özetlemek gerekirse:

* Dünyanın en eski katedralidir.
* Yapıldığı dönemden itibaren yaklaşık bin yıl boyunca (1520'de İspanya'daki Sevilla Katedrali'nin inşaatı tamamlanana dek) dünyanın en büyük katedrali unvanına sahip olmuştur. Günümüzde yüz ölçümü bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
* Dünyanın en hızlı (5 yılda) inşa edilmiş katedralidir.
* Dünyanın en uzun süreyle (15 yüzyıl) ibadet yeri olmuş yapılarından biridir.
* Kubbesi "eski katedral" kubbeleri arasında çapı bakımından dördüncü büyük kubbe sayılmaktadır.

Daha detaylı okumak isterseniz buyurun buraya. 

Daha önce Roma'daki Panteon'u yazarken de belirtmiştim, uzaylılar var ve çoook eskiden dünyaya gelip çeşitli imar faaliyetlerinde bulunmuşlar. Yoksa biri bana açıklasın o yılların imkanlarıyla bu kadar büyük yapılar nasıl inşa edilebilmiş.

Ayasofya'ya girip de etkilenmemek mümkün değil. İçeride girdiğinizde solda kalan cephe şu anda tamamen kapalı. Restorasyon çalışmaları nedeniyle iskele kurulmuş. Bu nedenle aşağıdaki foto  içerinin yarısını içeriyor. Bu hali bile insanı kendinden almaya yetiyor. Otorite her zaman işini biliyor. Böyle bir ihtişamın karşısında insanın itaat etmekten başka bir şeyi düşünmesi mümkün değil.

Yukarıda restorasyon çalışmasından bahsettim, 15. yy'da badana ile sıvanan mozaiklerin ortaya çıkartılması çalışmaları sürüyor. Şu anda sağlam mozaiklerin bir kısmının fotolarını çektim.

Bu mozaiklerde kafaları çevreleyen dairelerin bir anlamı vardı, sanırım Kariye Müzesi gezimizde öğrenmiştim ama hatırımda kalmamış. Aaaah ah birazcık sanat tarihi bilgim olsa keşke. Google'a da baktım şimdi ama bulamadım. Bu konuda bilgisi olan beni aydınlatırsa hayır duamı alır.

Bir de ikinci kattaki Viking'li bir asker tarafından bırakılmış "xxx buradaydı" tarzı yazı vardı. İnsanoğlu hep aynı, nereye gitse kendinden bir iz bırakmaya çalışıyor işte. Teeee Roma İmparatorluğu zamanında sen kalk nerelerden Konstantinapolis'e gel, nöbet sırasında kendini eğlemek için mermerin üzerine adını kazı. Sonra yüzlerce yıl sonra da bu yazı tarihi eser diye sergilensin. Adam bilseydi daha anlamlı bir şey yazardı herhalde. Boşuna dememişler söz uçar yazı kalır diye.

Sabah erken gitmiş olmanın verdiği rahatlıkla geniş geniş gezdim Ayasofya'yı. Öğlene doğru kalabalık başlarken ben turumu bitirmiş müzenin bahçesinde güneşe karşı kahve keyfimi ifa ediyordum.

Havalar da güzelleşiyorken bir gününüzü ayırıp şöyle güzel bir tarih ziyafeti çekin kendinize. Çıkışta da civardaki kafelerde keyif yaparsınız. Ama sabah erken gitmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder