23 Temmuz 2015 Perşembe

Can ve hipotenüs

O kadar rötarlı uçuşlar yapacaktık, bayramı ifa edecektik de Can'ımızı görmeyecek miydik? Hiç olur mu öyle şey? Olmaz. Bayramımızı bayram yapan Can'ımız o bizim.

Boyuna posuna bakan koca adam sanır ama 2,5 yaşında daha kendisi. Bir diller bir diller. Sahilde mısır aldık, "Ben de ne yesem diye düşünüyordum" diyor. 2,5 yaşında çocuk söylüyor bunu, ben değil! Teyzesi kılıklı, ne yiyeceğini düşünüyormuş.

Teyzesine benzeyen tek yanı yemekle ilgili her daim düşünceli oluşu değil. Bir de müzik kulağı var. Bir şarkının 2 saniye introsunu duyar duymaz hangi şarkı olduğunu söylüyor. Tabii şarkıların Barış Manço şarkısı olması koşuluyla.

Sevgili Barış Manço'nun da ruhu şad olsun, ne kadar güzel müzik yaptığına yine-yeniden tanık oluyoruz bu sayede.

Şarkının hangisi olduğunu söylüyor ama kendi kelimeleri ile. Mesela "Hemşerim memleket nire" sözleri olan şarkının adı aslında "Hemşire".  Sizler de yanlış biliyorsanız öğrenin.

Müzik kulağının yanı sıra dans sevgisini de teyzesinden almış kuşum. Kapı gıcırtısına oynayan teyzesi gibi, müziği duyar duymaz dans etmeye başlıyor bizimki.

Sabahları düzenli spor yaptık beraber, bayılıyor. Esneme hareketlerinde benden daha başarılı ama mekik çekme konusunda da ben ondan daha başarılıyım, kabul etmek lazım. Gerçi mekik konusunda da annesinin "kemik gelişimine zarar verebilir" tezi olmasaydı daha çok gelişme gösterebilirdi bence. Mekik çekmekle kemik gelişiminin ne alakası varsa!

Çok soru soruyor. Hep soru soruyor ve ben annesini "büyüyünce öğrenirsin"in iyi bir cevap olduğuna ikna edemedim bir türlü. Her soruya "uygun" cevap vermemiz gerekiyormuş. Hem de somut anlatımla. Mesela neden kapının arkasında oynamaması gerektiğini anlatırken "yukarıdan birisi gelip kapıyı açarsa sana çarpar ve canın acıyabilir" demek yerine "yukarıdan baban gelirse..." diye somutlaştırmak gerekiyormuş.

Ayrıca 2,5 yaşında olan bu çocuk hipotenüsün ne olduğunu biliyor! Ben 25 yaşında olup hipotenüsün ne olduğunu bilmeyen insanlar tanıdım ama sor bizimkine "üçgenin uzun kenarı" diyor. Madem bu kadar somut ve doğru yanıtlara verecez bari dik üçgen diye konuyu açıklığa kavuşturalım diyorum, kimse beni ciddiye almıyor.

Bu arada meraklılara not: ne annesinin ne babasının ne de bizlerin bu yaşta çocuğa geometri öğretmek gibi bir niyetimiz yok. Lakin bir Barış Manço şarkısında geçen hipotenüs lafını duyar duymaz bizimki sormuş o ne diye. Annesi de her zamanki somut yaklaşımıyla üçgenin uzun kenarı diye yanıt vermiş ve bizimki de bunu unutmamış.

Normal tabi, bu yaşta çocukların beyni sünger gibi ne verilirse emiliyor. Ben de fırsattan istifade "en büyük Galatasaray, dünyadaki en muhteşem insan teyzem" gibi gerçekleri de öğretmeye çalıştım ancak henüz başarılı olamadım. Daha fazla çalışmam gerekiyor anlaşılan.

Ah şu İstanbul - İzmir olayı olmasa ben neler öğreteceğim Can'a! Geometrinin dibine vururuz yeminle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder