11 Mayıs 2014 Pazar

Roma İzlenimleri

"Alt tarafı 4 gün geçirdin, ne yazdın, suyunu çıkardın" diyenler haklıdır lakin bana engel olamaz. Ulaşımı yazdım, detaylı gezi programını yazdım, bu programı nasıl uyguladığımızı tam 9 parça halinde yazdım da izlenimlerimi mi yazmayacaktım. Elbette hayır, öyleyse buyrun, serbest çağrışım usulü:

* Roma'ya gidince hiç öyle "Avrupa şehrine geldim, kralım ben kral" havalarına girmeyin. İtalyanlar bize çok benziyor, sağa sola bakmadan karşıdan karşıya geçmeye kalkarsanız ezilme tehlikesi atlatabilirsiniz, yolları iyi kollayın.

* Tüm araç şoförleri içinde en çılgın, umarsız, tehlikeli olanlar çöp kamyonlarının şoförleri, bu çöp kamyonlarını gördüğünüzde ekstra dikkat edin.

* Roma'da arabalar genelde küçük. Mesela çöp kamyonları bizim memlekettekilerin yarısı kadar. Seneleeeeeer evvel Smart arabaların Roma'da park problemine çare olarak pazarlandığını okumuştum gazetede. Başarılı bir kampanya olmuş, her yer Smart kaynıyor. Gerçekten kafadan park edilebiliyorlar, paralel park için uğraşmaya hiç gerek yok, tam benlik.

* Arabalar küçük de hayvanlar da küçük. Yolda, sokakta köpeklerini gezdiren çok Roma'lı gördüm, hepsinde - adını bilmiyorum - şu minyatür cins köpeklerden. Şöyle bizim Kangal gibi bir köpek görmedim Roma'da.

* Sokaklarda hiç kedi, köpek yok. Bir de sokaklarda çöp kutusu yok ancak bol bol portakal ağacı var, hepsinin portakalları üstünde çürümüş. İsrafçı Romalılar.

* Meydanları meşhur, gerçekten çok güzelleri de var içinde, mesela Navona Meydanı 'na ben bayıldım. Ama söylemeden geçemiycem, meydan işinin suyunu çıkartmışlar. Keşke foto çekseymişim, nasıl atlamışım bilmiyorum ama bizim burada "üç yol ağzı, kavşak" dediğimiz yerlere bile Piazza diyor adamlar, yuh artık.

* Beyimin tabiriyle "Roma'ya kentsel dönüşüm şart". Şaka bir yana eskiyi çok iyi korumuşlar. Her köşeden karşına tarihi bir bina, antik bir sütun, görkemli bir kilise, süslü bir heykel çıkıyor. İyi hoş da maalesef bir noktadan sonra sıradanlaşıyor, artık bir noktadan sonra duyarsızlaşıyorsun ve "amaaaan taş işte" moduna giriyorsun.

* Şehir içinde mahalle arasında bezin istasyonlarına karşıyım, tehlikeli buluyorum çünkü. Sadece bize özgü sanırdım, Roma'da da var.

* İnternette her yerde yazıyor, kafelerde masaya servis alırsanız fiyatlar daha pahallı diye. Bir örnek vereyim, paket yaptırırsanız 3 euro olan "brioche" masada servis alınca 7 euro olabiliyor. Neyle karşılaşacağınızı bilin de ona göre karar verin.

* Kafelerin wc'lerindeki lavabolarda genelde pedallı sistem var. Bilin de musluğun karşısında "acaba düşünce gücüyle suyu akıtmam mı lazım" diye aval aval bakınmayın. Lavaboların dibinde, yerde bir pedal oluyor, suyun akması için bu pedala basmanız gerekiyor.

* Bunu yazmadan duramıycam: ben baklavacı, hamam, nazar boncukçu görünce heyecanlandım ya, acaba bir Roma'lı da Türkiye'ye gelince, her yerlerde yazan "Roma Dondurması" tabelaları karşısında heyecanlanıyor mudur. Çok merak ettim. Gerçekten.

* İtalyanların gelir seviyesini merak ettik. Çok affedersiniz bir vitrinde gördüğümüz pazen donda 9 euro etiket vardı.

* Çok merak ettiğim bir şey oldu. Bir Romalı, Antik Roma tarihiyle mi daha çok gurur duyuyordur, Hristiyan Roma kimliğiyle mi? Bir kaç Romalı'ya bu konuda sorularımı iletmek isterdim lakin mümkün olmadı. Ama biz beyimle Antik Roma diye karar verdik.

* Panteon'u yazarken söylemiştim ancak bir kez daha ifade etmekte sakınca görmüyorum: uzaylılar var, vakti zamanında dünyaya gelip çeşitli imar faaliyetlerinde bulunmuşlar.

* Roma'yla ilgisi yok, kendimle alakalı bir tespit: selfie'nin suyunu çıkarttık, fark ettim ki heybetli bir burnum varmış. Asalettendi di mi o?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder